medyauzmani.com

Çin İmparatoru: Garip Büyükbabanın Tuhaf Hikayesi

Anne babası emekli olanlar bilirler ki evin reisi evde oturmaya başlayınca işler tuhaflaşıyor. Anneler emekli olduğunda normal “anne” olarak hayatlarına devam ederken, babalar “emekli baba” statüsüne yükselmektedir. Emekli ebeveynlerin sonsuz enerji ve her türlü tuhaf fikirle dolu anıları, geriye dönüp bakıldığında oldukça eğlenceli olabilir.

Çin İmparatoru, Alman yazar Tilmann Ramstedt’in ikinci romanıdır. Bir Emekli Babadan Çin İmparatoru adlı bir kitap eleştirisine neden girdiğimi merak ediyorsanız sizi daha fazla bekletmeyelim.

Çin’in gerçek İmparatoru benim!

Rammstedt’in romanı aslında Çin ile tamamen ilgisiz başladı. Panik halinde olan anlatıcımız Keith, günlerdir evinden, hatta odasındaki masanın altından bile çıkmadığını anlatarak bize bir giriş yapıyor. Evde yokmuş gibi davrandığı için açamadığı telesekretere bırakılan mesaj her şeyi alt üst eder: büyükbabası ölmüştür.

Bundan sonra anlatı bazen geçmişe gidiyor, bazen de Keith’in şu anki durumunu kapsıyor. Zamanda geriye giden Keith, bebekliğinden beri kendisine ve kardeşlerine annelik ve babalık yapan büyükbabasını ve çeşitli garip alışkanlıklarını anlatıyor. Kardeşlerin anne babalarına ne oldu, dede geçmişte ne iş yapıyordu, şimdi tam emekli gibi hareket ediyor bilmiyoruz.

Örneğin, büyükbaba tüm çocuklara eşit davranmak için elinden geleni yapıyor. Keith’in küçük kız kardeşi bale yapmak istediğinde diğer çocuklara haksızlık olmasın diye bütün kardeşlerini bale kursuna gönderir.

Geçmişe dönüşlerde, Keith sık sık erkek kardeşlerinin ve büyükbabasının tuhaflıklarından bahseder, bu nedenle Çin İmparatoru adlı kitabın başlığı bu tuhaflıklar hakkında küçük bir anekdottur. Tabii ki burada anlatmayacağım ama okuyunca yüzünüzde bir tebessüm oluşacak.

Tüm olayların temeli, kardeşlerin dedelerine bir seyahat çeki vermesiyle başlar. İstedikleri yere gidebileceklerini söylerler ve ona eşlik etme görevini en safları olan Keith’e bırakırlar. Didi de Çin’e gitmeye karar verir ama Keith bunu hiç istemediği için işler farklı gelişmeye başlar.

Yalanlar, mektuplar, kaçamaklar

Kitabın geri kalanı çoğunlukla Keith’in Çin’den yazıldığını iddia ettiği mektuplardan oluşuyor. Aslında oturduğu yerden yazılan bu mektuplar anlatıma ve konuya güzellik katmaktadır. Kitabın sonundaki “Çin ile ilgili hikayelerde doğru olan her şey Lonely Planet Çin gezi rehberinden alınmıştır” notu, bu bölümlerin nasıl yazıldığını ortaya koymaktadır.

Yine bu mektupların kitaba kurgu içinde fantezi katması bakımından ayrı bir güzelliği var. Keith, kardeşlerine yazdığı bu mektuplarda seyahatlerini anlattığı kadar atalarının hikâyesini de anlatıyor ama elbette bu geçmiş oldukça tamamlanmış. Üstelik o kadar saçma bir hal alıyor ki nereye varacağını şaşırıyorsunuz. Hem bu mektuplarda hem de genel olarak anlatıda kullanılan dil oldukça akıcı ve hoştur.

Çeviri ve düzenleme

Son yıllarda dilimize kazandırdığı birbirinden güzel kitaplarla adından söz ettiren Dedalus Kitap tarafından yayınlanan kitap, Almanca orijinalinden Esen Tezel tarafından çevrilmiştir. Kitabı kendi dilinden çevirmiş olmanın güzelliğinin yanı sıra çok temiz ve doğru bir şekilde çeviri yapılmış. Ayrıca Elif Gün tarafından yapılan düzeltmelerden sonra Baran Güzel tarafından yayına hazırlanan kitapta çarpıcı bir yazım ya da yazım hatası bulunmuyor. Hepsine iyi şanslar.

Barış Şehri kitabın harika kapağını hazırladı. Ancak kapakta kullanılan kızıl güneş, turna, kiraz çiçeği gibi unsurlar Çin’den çok Japonya’yı anımsatıyor. Ayrıca kitabın arkasına Aslı Ekim’in yaptığı çizim de kapağa uygun olmuş ve bir bakıma kitapta yer alması güzel olmuş.

Kısa romanları seviyorsanız Çin İmparatoru denemeniz gereken bir kitap. Özellikle saçma durumlardan hoşlanan bir okuyucuysanız, Rammstedt’in bu çalışmasına bayılacaksınız.

facebook heyecan whatsapp

Diğer gönderilerimize göz at

Yorum yapın