medyauzmani.com

Freedom Fantasy: Rome and Random Review – Thinking of Freedom

Sharif Ivey’in Aralık 2020’de çıkan Freedom Fantasy: Rome and Random kitabının detaylı incelemesi sizlerle.

Doğası gereği, insanlar zeki, düşünen ve meraklı yaratıklardır. Başlangıç ​​için bu sorgulama gerekli olsa da pratik anlamda kendini gerçekleştiremeyen kişi mutsuzluğa yatkın kalır. Bu nedenle özgürlük, insanın ruhunu zincirlerinden kurtarıp mutlu bir yaşam sürdürebilmesi için olmazsa olmazdır.

Freedom Fantasy: Rome & Random’ın teması, bir insanın doğduktan sonra insanca yaşamasını anlatıyor. Özgürlük ana başlığından başlayarak, bu koşulu sağlayan türevleri de buluyoruz. Örneğin bu Roma bölümünde adalet ana tema üzerinden işlenirken rastlantısal bölümde iç bütünlüğün sağlanmasıyla ön plana çıkmaktadır. Bu olaylar geliştikçe, ister kitap okumanın tasarımı, ister fantastik edebiyatın ikili doğası olsun, kendinizi bir film izliyormuş gibi hissediyorsunuz.

Bu noktada incelemeye kitabın tasarımından başlamayı daha uygun buluyorum. Çünkü kitabın yazılma biçimi kurgunun öne çıkan yönlerinden biri bence. Bunun neden böyle olduğunu açıklamadan önce gelini çokça düşündüren plan okumasıyla başlayalım.

Freedom Fantasy: Roma ve Rastgele – Kitap Tasarımı

Freedom Fantasy: Rome and Random toplamda üç hikayeden oluşuyor: Roman World, Free Rome ve Random. Kitabın genelde gördüğümüz ön kapağı ve arka kapağı yok. Roman ve Random olmak üzere iki tarafı vardır. Bu üç öyküden ikisi Roman bölümünde, biri Random bölümündedir. Roman bölümündeki iki öykü tek ve çift sayfalarda yan yana sunulmuştur.

Hangi okuma sırasına göre nereden başlayacağınızı tahmin edemezken yazar bir öneri sunuyor. Önce Random ile başlamanın en iyisi olduğunu söylüyor. Ancak okuma sırası okuyucuya kalmıştır. Çünkü nereden başlarsanız başlayın bütünlük asla bozulmaz.

Kişisel görüşüme göre, yazarın tavsiyesine uyulması gerektiğini düşünüyorum. Bunun nedeni, Rastgele’ye öncelik verdiğimizde, kitabın bağlantı noktalarını daha sonra öğrenip değerlendirmekte özgür olmamızdır. Bence Random’da anlatılması amaçlanan bir konuyu tarihinde ilginç bir olay olmadan okumak önemli. Böylece kitabın ana temaları olan tarafsızlık ve özgürlüğü desteklemenin yanı sıra okuyucu bunları kişisel olarak deneyimleyebilir.

Değinmek istediğim bir diğer nokta da Roma bölümünde anlatılan birbiriyle bağlantılı iki hikayenin yan yana ilerlediği. Sonuç olarak, isterseniz bi-dominance sahibi olabilirsiniz.

Rastgele: bireysel özgürlüğe dayalı bir dünya

Yukarıda da söylediğim gibi yazarın tavsiyesi ile Random’dan okumaya başladım. Bu yüzden Random’dan başlayarak romanın analizini anlatacağım.

Ana karakterimiz Dasin, İç Bütünlük Analizi Değerlendiricisidir. İnsanların duygularını değerlendirir ve dikkate alır. Ne zaman olacağı belli olmayan anketler sayesinde bunu yapabiliyor. Anketlerin değerlendirme sonuçlarına göre insanlar para kazanabiliyor, eğitim alabiliyor ve yükselebiliyor. Anket sonuçları sadece Dasin tarafından değerlendirilmekle kalmıyor, sonuçların kimler tarafından belirlendiğini de sistemde bilmiyoruz. Kitabın ilerleyen kısımlarında ana karakter Dassin, anketlerdeki 27. sorunun sonuçlar açısından çok değerli olduğuna inanıyor. Bu soru, herhangi biriyle iletişiminde özgür ruhlu bir tavır gösterip göstermediğini ölçer.

Dasin bir gün tesadüfen Shim adında bir kadınla tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. Sim, iki yıldır Eğitim Asistanı olarak çalışmaktadır, ancak Dasin ile tanıştıktan sonra YÜKSELTME alır.

-kafa spoileri-

Daha sonra Dassin ile tanışmak için belli taktikler kullandığını görüyoruz. Bu taktik aldatmaya dayalı olsa da Dasin’le tanışmak için bile olsa bu genellikle bir hatadır ama Dasin bundan hoşlanır.

Hikâyenin ilerleyen kısımlarında önemli soruya Shim ile aynı cevabı vermesine rağmen Dasin’in yükselmekten öğretmenliğe düştüğünü görüyoruz. Bunun neden böyle olduğunu merak eden ana karakterimiz, Eğitim’de cevabını alıyor.

-Son spoiler-

Anket sonuçlarının gelişigüzel verildiğini öğrenir ve işinin anlamsız olduğundan şüphelenir.

Uyanış: gerçek kalpte gizli

Kitaptan sonra uygulanan bu düzenlemeyi, insanları meşgul etmek ve öz değerlendirme yapmak için çok etkili bir yol olarak görüyoruz.

Bu felsefenin zıt örneklerini hayatımızda rahatlıkla görebiliriz. İnsanlar kendileri için iyi olanı yapmak yerine toplumdaki belirli standartları karşılamak için hareket edebilirler. Çünkü bu kriterlerin her zaman olumlu ya da olumsuz yorumları vardır. Halka açık olarak sergilenen bu geri dönüşler, insanların eylemlerini şekillendirir ve özgürlüklerini sınırlar. Meslek seçiminde, sosyal medya kullanımında ve benzeri örneklerde çokça karşılaşıyoruz.

Ancak bir toplumdaki tüm insanlar için tek bir iyi bulmak imkansızdır. Üstelik başkalarının arzularıyla şekillenen bir hayat, kendini gerçekleştiremeyen insanları yalnızlaştırır.

Bu durum sadece birey için değil, genel olarak toplum hayatı için de olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. İstediği seçimleri yapamayan kişiler performans açısından olumsuz etkilenirler çünkü içsel dürtülerini bulsalar bile bunu gerçekleştiremezler. Bu noktada kitap, iadelerin belirsizliği açısından bize tarafsızlık ve mahremiyet sağlamaktadır. İnsanları iç huzurlarını bulmaları ve elde etmeleri için özgürleştirir. Anketten terfi, çıkarma ve eğitim sonuçları da genellikle insanları öz değerlendirmeye tabi tutar. Herkesin bir takım eksiklikleri vardır ve bunun için dış müdahale yerine öze dönmek ve çözüm aramak gerekir. Aynı şekilde yükselen bir kişi de bu şekilde kendini daha da geliştirmeye çalışmalıdır. Kitapta tüm bu değerlendirmelerin asıl amacının bizi kendimize getirmek ve iç güvenliğimizden emin olmak olduğunu görüyoruz.

Özgür Roma / Roma: Adalet Arayışı

Roma bölümüne geldiğimizde özgür Roma’da büyümüş bir dünya ile karşılaşıyoruz. İnsanlar oraya özgür iradeleriyle giderler ve kendilerine bir hayat kurarlar. Öte yandan Özgür Roma’nın kurucularının davasını gelişen olaylar üzerinden okuyoruz.

Kurucular, Özgür Roma’ya kurdukları kamera sistemi ile apartman sakinlerini her an izleyebiliyor. Burada Özgür Roma’yı kamera sistemiyle izlemek Random bölümünün gizlilik temasına aykırı. Hikaye gelecekte geçtiği için burada kullanılan teknoloji de oldukça gelişmiş. Üstelik kamera sistemi o kadar detaylı anlatılmış ki yazarın özel ilgi alanlarından biri olduğunu düşünüyorum.

Burada SP-Wiev adı verilen bir teknoloji kullanılmaktadır. Bu kamera teknolojisi, izleyicinin görüntüyü herhangi bir noktadan görmesini sağlar. Bu sayede izlenen mekana izleyicinin kendisini dahil ediyormuş hissi verilmektedir. Daha sonra bu teknoloji de gelişiyor. Free Rome’da yaşanan olayların duygusal durumlarından bir şekilde haberdar olan bir sistem devreye giriyor. Aynı zamanda gelecekte olduğunuz hissi sadece kamera sistemi tarafından değil gerçek hayatta da verilmektedir. Kurucuların özel teknik asistanlarından toplantıları yürütme biçimlerine kadar her yerde bir bilimkurgu havası var.

Hikâyenin başkahramanı Vestisus’a Özgür Roma’ya kendi işini yapmak için katılmasına rağmen başka bir görev verilir. Bunun gerekçesi, özgür Roma kurallarında, insanların gerektiğinde her işte çalıştırılabilmesidir.

“Yasal bir şeyin bu kadar adaletsiz olduğunu nasıl düşünürsünüz?” diye soruyor.

Tüm bunlara ek olarak bir soru daha ortaya çıkıyor: Toplumun çıkarları için kendi arzularımızdan vazgeçmek ne kadar doğru ve mutlu? Birey olarak istediğimizi yapamazsak toplum olarak gelişebilir miyiz?

Kitabın savunduğu görüşe tamamen zıt fikirleri ele alma konusunda oldukça başarılı olduğunu belirtmek isterim. Okumaya devam ettikçe, mücadele ettiğim tüm sorunların mantıklı bir çözüme ulaştığını gördüm.

Kitabın ilerleyen bölümlerinde Vestisus bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için çalışıyor. Daha sonra karşıt görüşteki insanlar tarafından kuşatılır ve olaylar gelişir.

Freedom Fantasia – Özgürlüğü düşün

Bundan sonra kitabın sürprizini bozmamak için olay örgüsünde daha da ileri gitmek istiyorum. Bunun yerine ana olay örgüsünde ele alınması gereken adalet temasına odaklanmak istiyorum. Özgür Roma’da Vestisus’a yapılan adaletsizliği bir düşünün. Kanunlar toplumdaki insanların çıkarlarını gözetmek için yapılır, ancak uygulamada bireylere adaletsizlikler olabilir. Free Rome’daki bu çelişki, hakikat ve adaletin her zaman bir arada olamayacağının bir göstergesidir. Ayrıca Free Rome’da kişi istediği zaman çıkış yapma hakkına sahiptir. Roma dünyasında kaçınılmaz bir haksızlığa uğrayan Schuyler’in azarlaması çok daha somuttur.

“Sözünü ettiğin o Beyaz Soylu Kutsal Yasalar hazırlandığında ben daha doğmamıştım!” diyor Sanık Schuyler. Bu adaletsizliği nasıl düzelteceğiz ve ne istiyoruz? Belki de adaleti ve özgürlüğü sağlamak için yapmamız gereken Vestisus gibi adaletsizliği kendisi yaratan sistemi sorgulamaktır.

Aynı zamanda buradaki yazarların iki yönlü akışı bize kurucuların tercihlerinin sonuçlarını gösteriyor. Belirli bir sistem oluşturulduğunda ortaya çıkan olumsuz sonuçlara gelince, Nikita’nın karakteri kendi başına ağlamadığını söylüyor ve şöyle diyor:

“Siz vicdanlı satıcılar, bu kelimeyi kullandığım için kusura bakmayın Bungan, ama bu sizi çok iyi anlatıyor. Derdinizin ne olduğunu biliyor musunuz? Tanrı gibi giyinmişsiniz, burada korkunç bir dünya yaratıyorsunuz, değil mi? Sen gereğini yapmıyorsun, masanın altına saklanan küçük bir kız gibisin kardeşim, aynen öylesin.”

Sadece Nikita’nın karakter gelişimi açısından en sevdiğim kişi olduğunu söyleyebilirim. Bence o, bakış açısında muazzam bir tutarlılıkla bu yolda büyük bir muhalif.

Tüm bunların sonucunda kendimize sormamız gereken soru şudur: Her bireyin kendi özgürlüğünü inşa etmesine izin mi vereceğiz, yoksa bizim adımıza ortaya konan haksız gerçeklere sorgusuz sualsiz boyun eğecek miyiz? Kitapta buna bir cevap var elbette ama özgürlük her şeyden önce kişinin kendi iradesiyle attığı bir adımdır.

Yani, seçim senin.

Özgürlük Hayali ve yazar Şerif Efe Hakkında

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olan Şerif Efe, Harvard Kennedy School of Government’ta Kamu Yönetimi alanında Makroekonomi ağırlıklı yüksek lisansını tamamlamıştır. Victoria Üniversitesi’nde MBA programını tamamlayan yazar, 2011 yılından itibaren Hacettepe Üniversitesi’nde Performans Yönetimi alanında doktora tezi üzerinde çalışmaktadır. Aynı zamanda 2011 yılından itibaren Devlet Denetleme Kurumu’nda görev yapmaktadır.

Omca Yayıncılık tarafından yayınlanan kitap kapağı farklı bir seçenek olabilirdi ama bence ana temaya uyan iki yönlü bir portal gibi görünüyor.

Genel olarak hem bireysel hem de toplumsal olarak birçok ders çıkarabileceğimiz değerli bir çalışma olduğunu düşünüyorum.

Freedom Fantasy okuma fırsatınız oldu mu? İş hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Yorumlarınızı Lost RIhtIm forumunda paylaşabilirsiniz.

facebook heyecan whatsapp

Diğer gönderilerimize göz at

Yorum yapın