medyauzmani.com

Koca Bir Esin Kaynağı: Yıldız Gemisi Askerleri

Video incelemesini yaptığımız bu bu kült eserin bir de maddelerle derinlerine nüfuz edelim.

Yarım yüzyıllık bir kitap nasıl başarmıştır bunu? Sorunun cevabı; bir yandan eleştirip hor gördüğümüz, öbür yandan çözüm diye sarıldığımız şiddet, savaş ve militarizmi sunuşundadır. Onlara mantık ve gerekçelerini anlatabilme fırsatı sunmasındadır. Bunu yaparken de bilimkurgunun olgun yüzünü göstermiş, ayağı yere basan anlatısını da unutmamak gerek elbet. Saydığım bu iki vasfıyla yayınlandığı tarihten itibaren güncelliğini ve tartışılırlığını koruyabilmesi, ayrıca farklı yaşlarda ve farklı bilgi birikimindeki okuyucu kitlesine göre değerlendirilebilmesini buna bağlıyorum.

Gelelim seveni kadar sevmeyeni de olan kitaba dair sayacağım bilgilere. Kitaba, etrafında dönen tartışmalara, gerçek hayata ve popüler kültüre olan yansımaları yer yer onları tekrar yorumlamaktan geri durmayarak sıralayacak olursam karşınıza aşağıdaki gibi bir tablo çıkacaktır.

Keyifle okuna.

Kitap ilk olarak Starship Soldier (Soldier, er anlamındayken, Trooper daha seçkin veya daha özelleşmiş birliklerin [Havacı, Topçu gibi] üyeleri için kullanılmaktadır) adıyla 1959 Ekim’inden itibaren, The Magazine of Fantasy & Science Fiction (Daha sonra Fantasy & Science Fiction adıyla yayın hayatına devam etmiştir) dergisinde tefrika halinde yayınlanmıştır. Aynı yıl içerisinde basılmıştır.

 

Ana karakterimiz ve anlatıcımız Juan “Johnnie” Rico’nun adında geçen Johnnie, Johnny adını anımsatmaktadır. Bu benzerliği önemli yapan şey, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarındaki Amerikan gençlerini askere çağırmak için kullanılan “Johnny get your gun!” sloganıdır. Slogandaki “Johnny” bizdeki Mehmetcik’e benzer bir anlam içermektedir. Dolaylı olarak Rico karakterine, Mehmetcikvari bir tanımlamada bulunulmuştur.

 

Kitabın açılış cümlesindeki alıntı bizim çevirimizde biraz değiştirilmiş. Kitapta bizi karşılayan “Maymun” ifadesinin orijinal metinde geçen kelimeden daha yumuşak bir ifade olduğunu belirtmekle yetineyim.

 

Kitapta ana karakterimiz dâhil (kendisi Filipin kökenli) farklı milletlerden pek çok karakter bulunmakta. Bahsi ara sıra geçenlerden biri de Türk asıllı Celal Çavuş. Çavuşumuz! Asın bayrakları!

 

“Savunma bakanlığı hiçbir savaşı kazanamadı,” sözü, Kore Savaşı sürecini yönetmedeki yetersizliği sebebiyle Amerikan Savunma Bakanlığı’na yönelik küçük bir dokundurmadır.

 

Heinlein’in askerlik hizmetini çatışma yüzü görmeden tamamlaması (Bazı istatistiklere göre, ABD ordusuna mensup bir asker, hizmet süresince en az bir kez savaş yüzü görmüştür), kitabının dilinde kullandığı basit ve tartışılmaz tavır, askerliği yüceltirken sivil itaatin zayıf durması, Rico’nun zevklerini belirtmesindeki sığlık gibi pek çok gerekçelerden dolayı kitap bol bol yerden yere vurulmuştur.

 

Kitabın savunucularından bilimkurgu yazarı Robert A. W. Lowndes’a göre, Terran ile Arachnidler arasındaki çatışma, Heinlein’in insanın vahşi bir hayvan olduğuna dair inançlarının uzantısıdır. Bu görüşe göre insan, hayatta kalma içgüdüsü dışında herhangi bir ahlaki pusula taşımaktan yoksunken, kendi gibi benzer noksanlıklara sahip başka bir türle karşılaştığında onunla savaşması kaçınılmaz olur. Kitabı farklı bir gözle değerlendirmek için işte size bir başka bakış açısı.

 

Bu pek de fark edilmeyecek gibi değil ama yazalım yine de: Kitapta, Robert A. Heinlein’in eserlerinde sık sık yer verdiği gibi, anti-komünizm mevcut (Karl Max’a doğrudan atıfta bile bulunuluyor). Rico’nun aktarımındaki Arachnidler, toplum ve savaşma yapılarıyla komünizmin bedenleşip başarıya ulaşmış hali olarak resmedilmektedir. Kitaptaki aktarımlar üzerinden yorumlamaya devam edilirse, komünizmin sistem olarak sadece insan dışı bir uygarlığın başarıyla ortaya koyabileceği türden bir ideoloji olabileceği küçümsemesiyle hicvedilmiş gibidir.

 

Bilimkurgu yazarı Poul Anderson’a göre, Heinlein’in zorunlu askerlik fikri, genel iddiaların aksine, Nazi Almanya’sından değil de İsviçre’deki zorunlu askeri hizmetten gelmektedir. Şahsen sert iddiaları savuşturmak için ortaya atılan başka bir iddiaymış gibi geldi bana.

 

Kitapta tamamen erkeklerin yönetiminde olan ve günümüzde de varlığını sürdüren adalet krizinin kesin çözümünü bulmuş gibi gözüken bir toplum resmedilmiştir. Bu sebeple kitap kimi kesimlerce yarı-gerçekçil özellikler gösteren, ütopik değerde bir eser olarak algılanıp yerilmiştir.

 

Romanın ilk taslağını inceleyen Askeri Avukatlık Bürosu’ndakiler, kitabın orduyu doğru yansıtmadığı yönünde eleştiri getirmiştir.

 

İnsan tarafı olan Terranların, askeri mantıkta olmaları sebebiyle kitaptaki insanlığın faşizmle yönetildikleri savları ortaya atılmıştır. Ancak kitaptaki askerlik sisteminin gönüllülüğe dayalılığı, ordunun işe yaramazları ayıklamak için verdiği çaba, askerlerin emekli olana kadar oy verememesi, emekli askerlerin Tarih ve Ahlak Felsefesi dersine girmesi dışında eğitime karışmamaları, sivillerin açık bir şekilde orduyu eleştirmeleri gibi etmenler ortaya atılan bu politik alt metnin doğruluğunu zayıflatmaktadır.

 

Kitaptaki “Bugs” (Böcekler) ifadesinin ses olarak aşağılayıcı bir tonlamada “Jew” (Yahudi) kelimesini çağrıştırdığı ve Terran ile Arachnidler arasındaki savaşın ırksal saflık için yapıldığı görüşü ortaya atılmıştır. Oldukça zorlama duran temelsiz iddialardan biridir.

 

Kitapta bahsi geçen askeri teknolojiler üstüne araştırmalar ve projeler yapılmıştır. Eserde bahsi geçen kızılötesi, gece görüşü, küresel konumlandırma gibi kimi teknolojiler günümüzde kullanılmaktadır. Ayrıca, kitaptaki Çevik Piyade’ninkine benzer, dış iskelet mantığında tasarlanmış power suit’ler üstündeki araştırmalar günümüzde de sürmekte, prototipler geliştirilmektedir.

 

ABD’deki beş askeri akademiden dördünde okutulan tek bilimkurgu eseri olma özelliği taşımaktadır.

 

Vietnam Gazisi Joe Haldeman’ın Bitmeyen Savaş‘ı (Forever War), Heinlein’in Yıldız Gemisi Aslerleri‘ne cevaben yazdığı öne sürülmüştür. (İddia eden edene…) Haldeman ise iddialara cevaben, Heinlein’ın kitabının kendi kitabına kaynaklık ettiğini belirtmiştir. İki kitapta da, savaş için power suit kullanılmaktadır ve insanoğlu uzaylı bir ırkla sonu gelmez gibi görünen bir savaşa tutuşmuştur. Aralarındaki en ilginç fark ise, anlatıcılarının eğitim durumu ve olaylara bakış şeklidir. Bitmeyen Savaş‘ın Mandella‘sı fizik mezunu, üniversite görmüş ve eğitimli biridir; Yıldız Gemisi Askerleri‘nin Rico‘su ise lise çıkışlı ve entelektüel açıdan cahil biridir. Mandella, bildiği dünyanın kaybolup yenisine de yabancılaşması sebebiyle ordunun değişmez yapısında yer alırken; Rico, değişmeyen dünyasında, içine sürüklendiği askerliğin koşturmacasına kendini kaptırarak orduya daha da bağlanmaktadır.

 

Kitapta geçen “Dağda kaybolan çocuğu aramaya çıkan biri ölürse, bir başkası yerine geçip aramaya devam eder…” sözleri, insanın sonunda ölüm olsa da sorumluluk alıp doğru olanı yapması gerektiği fikrini ortaya koymaktadır. Bu söz, içerdiği fikir değiştirilerek, Marslı kitabında da kullanılmış gibi. Marslı’da da, “Biri dağda kaybolursa, insanlar el birliği ile onu aramaya koyulur…” ifadeleriyle başlayan sözün içeriği, insanlığın iyi hedefler için ortaklaşa hareket etmesinin harikalığı üzerinedir.

Askeri bilimkurgunun başlangıcı olmakla kalmayıp, yer yer feyz alınan, yer yer kendi temalarının başka kitaplarda yer almasıyla kaynaklık eden kitabı hicveden seri bile mevcut: Harry Harrison‘dan, Bill, The Galactic Hero.

 

1986 tarihli Aliens filminin çekimlerinde yönetmen James Cameron, Koloni Askerleri’ni oynayacak oyunculara hazırlansınlar diye kitabı okutturmuştur. Filmin son kısmında kullanılan kargo taşıma robotu ile yüzlerce xenomorpha karşı verilen umutsuz savaş teması, kitabın ilham verdiği yanlardandır. Filmin ilk çatışma sekansında, Koloni Askerleri’nin düşman yuvasına körlemesine dalması, kızılötesinde hiçbir sinyal alamamaları ve korkunç düşmanlarının duvardan çıkıyormuş gibi bir anda ortaya fırlamaları söz konusudur. Bu ayrıntılar kitaptaki Terran-Arachnid çatışmalarında da gözlenmektedir.

 

Japonya’dayız. Sene 1979. Kitapta geçen yenilmez askerlerimiz Çevik Piyade’nin ana techizatı “power suit“ten gelen ilham ile genç bir Japon, anime projesi için “mobile suit” adını verdiği, pilot kumandasında yönetilen devasa savaş robotları tasarlıyor. Ve bir bakmışınız, anime camiasında fizik kurallarını takmayan süper-robotların eğlenceli curcunasında, fiziksel limitleriyle daha sahici duran gerçekçil-robot türü doğuyor. Anime dünyasında, metal devlerin çatışması daha gerilimli, savaşın dramı daha da hissedilir artık. Hala yayınlanmakta olan yan ve alternatif serileri ile devam eden efsaneye merhaba deyin: Yoshiyuki Tomino‘dan, Mobile Suits Gundam.

Kitabın Japon animelerine etkisi, Mobile Suit Gundam harici, doğrudan insanoğlu ile uzaylı böcek savaşı temasıyla da kendini göstermiştir: Galaksi hâkimi dev böceklerin insanoğlunu yok etmesine karşı, dev robotlar ile mücadele verilmesini konu alan altışar bölümlük OVA serisi Top wo Nerae! Gunbuster ve devamı niteliğindeki Top wo Nerae 2! Diebuster vardır. Ek olarak, dünyayı işgal eden Blue adlı böceğimsi yaratıklara karşı, power suitimsi özel donanımlara sahip askerlerin mücadelesini konu edinen 26 bölümlük TV serisi ve TV serisinin özeti niteliğinde filmi de bulunan Blue Gender’ı da bu ilham dalgasından sayabiliriz.

 

Kitabın ilk sinema uyarlamasının 1997’deki film olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. 1988 tarihli Japonya yapımı Uchū no Senshi adlı altı bölümlük bir OVA serisi mevcut. Kitabın uygun ana çatısı, Japon animasyonuna aşina olanlara bilindik gelecek öğeleri ihtiva etmektedir. Genç ve deneyimsiz bir adamın Japon kültürünün düşünce yapısına uygun düşecek biçimde erkek olma serüveni olarak tasarlanmış bir yapımdır. Uyarlama olarak ilginç yanı, kitapta bir iki cümleyle geçilmiş hadiselerin yapımın hikâye akışında yürütücü unsurlar ve sekans olarak kurguya dâhil olmasıdır. Uyarlamanın zorluklarını bertaraf edip, hikâyeyi daha özgürce işleyebilmek için bu yolla gidilmiş sanırım. Farklı bir kültürün kendine yakın bulduğu noktaları üstünden doğmuş, sadığımsı bir proje de denebilir.

 

Ve geldik kitapla alakası olmayan 1997 tarihli sinema uyarlaması Starship Troopers‘a. Askerliği olduğu gibi aktarmaya gayret eden kitabın aksine, faşizm göndermesi ve abartılı görselliğiyle karakterlerin kendini ciddiye almasına rağmen, filmin kendini ciddiye almadığı bir savaş-hicvine dönüşmüştür. Power suit yok. Pompalı silahla dev böcek avlayan, gariban donanımlı askerler var. Aşk var. Karşılıksız aşk var. İhanet var. Sarı saçlı, mavi gözlü Rico var. Anlayacağınız kitapta olmayan her şey var.

 

Film uyarlamasıyla alakalı bomba bilgi: Robocop ve Total Recall ile bilimkurgu sinemasına katkılarda bulunan Starship Troopers’ın yönetmeni Paul Verhoeven, kitabı biraz okuyup sıkılmış ve bir daha kapağını bile açmamış. Filmin uyarlama olarak diğer tatsızlıklarını saymakla bitiremeyeceğim. Sadece bu bilgi ışığında, sizler ve benim için pompalı silahla uzaylı dev böcek avlamanın ardındaki sır perdesinin aralandığını varsayıyorum.

 

Sinema uyarlamasının devamı niteliğinde TV ve video piyasası için çekilmiş yapımlar mevcuttur. Roughnecks: S.S.T Chronicles (CGI TV serisi 1999-2000) bunlardan biri. Power suitleri, mecha tarzı silahları, hatta uzaylı Kemiktorbası müttefikleri bile görsek de pek dişe dokunur bir tarafı yok. ST – Hero of Federation (2004): Bütçenin darlığına uygun dar alanlarda çekilmiş video pazarı filmidir. ST – Marauder (2009): İlk filmin Rico’su (Casper Van Dien) geri dönmüş ve bütçe artmıştır. Ana konu mahsur kalmış bir ekibi kurtarmak olarak ilerlese de alt metinde inancın gücüne dair hafif bir değinme söz konusu. İnançlı olmayı kilisede evlenmek olarak gören çift oldukça güldürmüştür. Bu saflıkları, filmin alt okumasına güzelce de hizmet etmiştir bence. Ek olarak, sonlara doğru gözükseler ve kitaba uygunsuz kaçsalar da, aksiyona dâhil olan mechalar yapıma minik bir renk katmış. ST – Invasion (2012): CGI yapımıdır. Power suitler ve transhümanizm tarafları hoş. Kahramanlık ayağında çat diye ölen karakterler, işin hiciv boyutunu oluşturmuş. Tavşan suyunun suyu bir evrenden geldiğinden çerezlik kıvamdadır.

Eh, oyun meraklıları bunu ya biliyorlardır ya da ismi görünce bağlantıyı kurmuşlardır zaten: Ünlü gerçek zamanlı strateji oyunu Starcraft‘ın insan tarafının adı da Terran‘dır ve piyadeleri de power suit türevi teknolojik giysiler içinde savaşmaktadırlar. Oyundaki üç taraftan bir diğeri de, tamamen canlı birimlerden oluşma böceğimsi ırk Zerg‘dür. Bu taraf, tek bir zihnin kontrolünde hareket etmektedir. “Kaynak topla – birim üretip ordu kur” mantığındaki oyunun yapısında, bunu en hızlı yapan taraftır. Saydığım bu iki faktörün kitaptaki Arachnidler açısından karşılığı vardır. İlginç bir benzerlik de oyundaki bir Zerg taktiğinde gözlenmektedir. Zergling Rush adlı taktiğin temelinde, oyunun başında çabucak üretilen Zergling adlı en düşük birimler kullanılarak karşı tarafın gelişmesine göz yumulmadan yok edilmesi yatmaktadır. Zerglinler, kullanım açısından Arachnidler’in harcanacak dev kütleli kurşunlara dönüşüp düşmanına saldıran askerlerini akla getirmektedir.

Gördüğünüz gibi, Yıldız Gemisi Askerleri sayısız esere ve yapıma esin kaynağı olmuştur. Yerilse de, sevilse de değişmeyecek tek şey de işte bu kaynaklık ettiği nice eserdir.

Konuk Yazar: Cemalettin Sipahioğlu

Facebook Twitter WhatsApp

Diğer gönderilerimize göz at

Yorum yapın