Zeynep Çolakoğlu yeni kitabı Şarap Koyu: Bir Sanat Eseri ve Bir Simya Hikayesi olarak Kayıp Rıhtım okuyucuları için yazma serüvenini anlattı.
* * *
Kafkasya kökenli, anavatanı Anadolu’da olan ve Ege Denizi’nin iki yakasında dünyaya yayılan sihirli bir iksirle başlayayım. Eşsiz, yaratıcı, skandal ve bilge bir tanrıya, şiirlerin melodisine ve şarkıların poetikasına sahip olsun. Dost sofrasındaki sanatsal sohbetler, aşıklar kupasında alevlere dönüşsün, anılardan silinmez anılar çıksın. İz bırakan bu yaşam öyküsüne Wayne Bay adını vereyim. Asmanın, üzümün ve nihayet şarabın damaklara hitap eden efsanevi hikayesi…
Birçok yönden insanlara ilham veren bu sihirli içeceği tarif etmenin kolay olmadığını söyleyebilirim. Wine Bay’i yazmaya başladığımda, önce insanın zihnindeki ayak izlerine bakması gerektiğini söylemiştim. O izler, bize insan psikolojisi hakkında çok şey anlatan sembolik evren, mitolojiydi. Bu evrenin tanrıları, ziyafetleri, ritüelleri ve hikayeleri, şarabın bir içecek değil, bir kültür olduğunu gösterdi. Sonra zaman geldi. İnsanlık bununla nasıl yüzleşti? Asmaya nasıl bakıyordu ve üzümleri nasıl yapıyordu? Ayrıca kanunlar yazdı ve herhangi bir medeniyet onu başkalarına tanıttı. Tarih, gezici asma maceralarıyla doludur; Yeni türlerin keşfi, doğal afetler, yaşadıkları verimsiz topraklar, ılıman iklim kuşağı ve yamaçlar asmanın yaşamaktan hoşlandığı yerleri şekillendirmiştir ki buna terör felsefesi denir. Bu maceracı kimlik, yaptığı iksirde yarattığı hazlarla uzun yalnız gecelerin konusu oldu. Kokusu nasıldı, damakta hangi tatlar hissedildi ve kalıcılığı uzun sürdü mü? Kıpır kıpır mıydı? Yoksa ağzınız kuruyup boğazınıza mı takıldı? Kişilik analizi tadım aşamalarıyla başlar. Bu nedenle mitos, tarih ve sanatın kesişiminden sonra şarap simya öyküsü olarak sıralamamda yer alıyor.
Table of Contents
Efsaneden ilham alan kitap: Wine Cove
Antik Yunanistan’ı mitolojisi açısından daha iyi tanımak için Atina’yı ziyaret ettim. Sevgili dostlarım Nejva ve Alexandros ile üzüm bağlarını dolaşarak Olympia’yı ziyaret ettik. Antik dünyanın atar damarı olan ve saatlerce dolaştığımız bu açık hava müzesinde aynı zamanda bardakların, kadehlerin, sunakların, heykellerin ve şarabın günlük yaşamdaki yerine dair pek çok hikaye dinleme fırsatım oldu. Dionysos ve ritüellerine adanmış kapalı alanda tutuldu. Tüm bu büyülü ortam, gün batımına kadar zihinlerimizi ve hayallerimizi süslerken, Wine Bay’e bilgi ve ilham verdi.
Şarap, Kafkasya’dan çıkıp okyanus kıyısına, Bordeaux’ya kadar uzanan ve üstelik renk skalasında buranın adının yazılı olduğu bir içecektir. Bu yüzden Bordeaux’ya bir gezi şarttı. Sevgili ikizim Merve Çolakoğlu ile Bordeaux’ya bağ aramak için gittik, bu toprakları neden sevdiğimi ve bu toprakları neden sevdiğimi yerel halktan dinleyerek Médoc bölgesinde bir okyanus kıyısı olan Lacanau Sahili’nde yürüdük. Cabernet Sauvignon ve Lost’un hakim olduğu üzüm bağları arasında şaraplar. Ancak yine gözlerimizi kaçırmamak için hikayenin başladığı Ege Denizi’ndeyiz. Adını Homeros’un Akdeniz’i “şarap körfezi denizi” olarak tanımlamasından alan bu eser, Ege’nin birçok şarap ve üreticisini bünyesinde barındırmaktadır. Ancak tabi ki burada Trakya’yı, Doğu Anadolu’yu, Güneydoğu Anadolu’yu, Malili Antalya’yı ve daha nice kaliteli üreticiyi ve güzeli burada tüm coşkusuyla anlatıyor.
Kitabın ilk bölümünde tüm bu evrenin zihnimde nasıl göründüğünü, nereleri gezdiğimi, neler okuduğumu ve tabii ki bu iksiri dinlediğimi anlatıp durdum. Tüm kitaplarımda olduğu gibi Wine Bay’de de müzik bol bol yer buldu ve blues, progresif rock, caz, black metal türlerinde şarapla ilgili parçalardan oluşan bir liste Wine Bay adıyla Spotify’da yerini aldı. Sonuçta tüm duyulara hitap eden bir içecekten bahsediyorduk. Bugüne kadar sık sık bu şarabın yanında ne yesem sorusunu duymuştum ama bu şarabın yanında ne dinlensem ya da ne okusam çok daha önemli ve önemli sorulardı benim için. Bu sorular uzun süre kitabın ikinci bölümünde memnuniyetle yerini buldu.
Kötü Gece Diyalogları
Şarap Koyu’nun ikinci bölümü Gece Badesi Diyalogları olarak adlandırılıyor. Bu bölümde dünyanın dört bir yanından birçok akademisyen, şarap üreticisi, wineologist (şecere uzmanı), şarap yazarı ve hatta yapımcı ve heavy metal müzisyeni ile röportaj yapıyorum. Her biri şarap, bu içeceğin kültürel geçmişi, sanat ve gastronomi ile kesişimi hakkında ilginç bilgiler paylaştı. Hepsine minnettarım. Kendisinden şarap konusunda çok şey öğrendiğim ve halen de öğrenmekte olduğum değerli hocam Prof. Doktor. Ufuk Yücel’in varlığı Şarap Koyu’nu bambaşka bir yere taşımış.
Wine Bay, insanlık tarihindeki mit ve ritüellerden yola çıkarak bilime değinen, duyuların dünyamızdaki önemini vurgulayan, tatma ve etkileşimi anlatan, her şeyi sanatsal bir bakış açısıyla sentezlemeye çalışan bir eser. Artık dünyada büyük bir sektöre sahip olan bu içeceğin büyüyüp gelişmesine bakıp, bu topraklarda onun için verilen emekleri ve bu sefer kendi hikayemizi duymaktı mesele. Umarım bu hedefinizde başarılı olursunuz ve ortaya çıkardığımız güzel eserler bardaklarımızı Türkiye’den gelen en güzel esintilerle doldurur.
Zeynep Çolakoğlu
Wine Bay ile ilgili yorumlarınızı Lost RIhtIm forumunda bizimle paylaşabilirsiniz. Web sitemizdeki diğer yazarların maceralarını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
facebook heyecan whatsapp
Diğer gönderilerimize göz at
- Yeni The Witcher: Production Team’de büyük revizyon çalışmaları devam ediyor
- Arnold Schwarzenegger’in hayatı belgesel oldu: İşte ilk fragman
- Kido: İstanbul masalı yine bizimle
- Yüzüklerin Efendisi konserinin ikinci perdesi yakında geliyor.
- Sarah Seger’in “evrendeki en küçük ışıkları” kovalayan ötegezegenlerle ilgili anıları Türkçe
- Yozgat Çandır Mobil Ödeme Santrali
- Amazon’un Olağanüstü Süper Kahramanlar dizisi Boys’tan yeni fragman
- Yüzen kütüphane İzmir şehri için donatıldı
- Ödüllü yazar NK Jemisin’in “Beşinci Sezon” romanı bizlerle
- Yeni Hızlı ve Öfkeli 10 Duyurusu: The Incredible Hulk ve Transporter Direktörü dümene geçiyor