medyauzmani.com

Yazarın kaleminden: mahrum

Dezavantajlı insanlar için her şey bir yaz günü akşamı başladı.

En yakın arkadaşım Başak’la sokaklara ve kalabalığa karışma konusundaki isteksizliğini konuşuyorduk. Sonra içeri girdik ve hayaletlerden, elflerden, zamanda yolculuktan ve seri katiller de dahil olmak üzere pek çok şeyden bahsettik, çünkü o gerçekten harika bir yeni karakter olabilir. O gün çok güldük, çok hayal kurduk ve çok eğlendik ama en önemlisi kitabımda kahramanımı buldum. Düşündükçe ana hatlar şekillenmeye başladı. Önce ona bir geçmiş verdin, sonra aldığı yanlış kararlar ve yaptığı fedakarlıklar ile şekillendirdin. Hatice böyle doğdu.

Gözümdeki ilk acı olduğu için biraz tercih etmiş olabilirim ama Hatice ete kemiğe bürününce ortaya Yusuf ve Kadir karakterleri kendiliğinden çıktı. Karakterleri düşünmek ve mimiklerine kadar onları hayal etmek işin en eğlenceli kısmıydı. Hepsinin bir şeylerden mahrum bırakıldığı ve bir şekilde yargılandığı küçük bir dünya yaratmak işin en zor kısmıydı. Sanırım bu konuda biraz tembeldim ve güvenli bölgeden çıkmadan çocukluğuma, geçmişime geri döndüm. Bildiğim ve bildiğim sokaklarda yürüyerek bu dünyanın boyutunu gördüklerime çevirdim. Bu kitaptaki 90’lar nostaljisinin sebebi de bu. Geçmişe, yitik zamana duyulan özlemdi. O dönemi kendi çapımda anmak istedim.

Ancak, mutlu, umutlu bir kitap yazmak hiçbir zaman planım olmadı.

Adamın sanrı geçmişini göz önünde bulundurarak şüpheli bir olay örgüsü kurmak istedim. Bu kısım biraz zaman aldı çünkü karakterlerim şans ya da kader gibi çeşitli faktörler tarafından korkunç bir sona doğru yönlendirildi.

Beklenmedik bir şekilde bir sınıf arkadaşını kaybedince Muharrem’in tamamlanıp kitap haline getirilmesine karar verdi. Ülkede ve özel hayatımda yaşadığım büyük gerginliğin kasıtsız olarak açığa çıkmasıydı. Yazmanın da rahatlatıcı ve tedavi edici bir yanı var. Geçmişten gelen şeyleri hatırlamak ve bu bölümleri bir metne eklemek onu zamansız kılar. Unutmak ölümdür ve ben hatırlamayı seçiyorum.

Kitap kapağı ve içindeki çizimler Dilara Kavaklıoğlu’na ait. Onun sayesinde böyle güzel bir eser ortaya çıktı ve hayatımız onunla kesiştiği için minnettarım. Kitabımı merak edip “Bu kitap için çizimler yapmak istiyorum” demeseydi herhalde hiçbir şey yolunda gitmezdi. Bu proje ikimizi de zorladı ama kapak çalışması bitince derin bir nefes aldım ve şimdilik bitti dedim.

Bu kitabın hazırlanmasında önemli rol oynayan bir diğer isim de Yağmur Yavaş Aydın’ın editörleridir. Yazdığım her bölümden sonra beni okuyup neşelendirmemiş olsaydı, Missed hala bir e-postada keşfedilmeyi bekliyor olacaktı.

Hayatıma etki eden ve Muharrem’in salıverilmesine sebep olan bu üç yetenekli kadına teşekkür etmek istiyorum. O heyecanı benimle paylaşmak ve “hatırlamama” yardımcı olmak için.

Erin Abaca

* * *

“Yazarın Kaleminden” bölümünde yazılan diğer yazılar için tıklayın!

facebook heyecan whatsapp

Diğer gönderilerimize göz at

Yorum yapın